Emre Aköküz'ün yalancılığı patolojik mi?![]() Fakat şöyle de bir durum var:Normal bir insanın yapmaktan kaçınacağı bu türden 'suç ve ayıp' edimleri yapanlar yalnızca suçlular ve kötü niyetli kişiler değildir. Psikolojik rahatsızlığı olanlar ve ruh hastaları da 'ellerinde olmaksızın' bu kusurları işlerler. Kleptomani denen bir ruh hastalığı vardır mesela. Hasta kendini 'hırsızlık yapmaktan' alıkoyamaz. Böyle tiplerin sıkı kontrol altında tutulması önerilir. Bu kadar lafı niye ettik? Şundan:
Olaylar ve kavramlar arasındaki bağlantıları da yanlış, eksik ve ters olarak değerlendirdiği için bu herifin daha önce sayısız kereler abukladığına şahit olduk. 14 Ocak tarihli köşesinde aksettirdiği hezeyan ve abuklukları biz değerlendirecek olsak, "Siyaset ve sosyolojiyi bilmediği gibi, bu beyinsiz herifin hukuk nosyonundan da haberi yok. Üstelik futboldan da anlamıyor. 'Kuvvetler ayrılığı' prensibinden ise büsbütün bihaber." der geçeriz..
Ama Dr.Haydar Dümen veya Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesi Başhekimi Doç.Dr.Erhan Kurt, söz konusu abuklamaları nasıl değerlendirirdi acaba? Türkiye Bilim Sitesi'ndeki Şişirilmiş Kendiliğe Klinik Yaklaşım başlıklı makalede Emre Aköküz'ün durumunu da açıklığa kavuşturacak geniş bir analiz yer alıyor. Söz konusu makalede Emre Aköküz'ün durumuna uyan şöyle bir açıklama yapılmış: Bir narsisistik hastanın "edepsiz içselliği (immoral internality)" yani yoğun haset (intensive envy), öfkelilik (aggressivity) ve ayartılabilirlik (corruptibility) (narsistik kişinin yalancı baştan çıkartıcı (seductive facade) görünümüne doğrudan karşıtlık oluşturan biçimler)- önde gelen ne kadar ahlaklı olduğunu gösterme çabaları ve yüksek düzeyde ahlaki bir varlık görüntüsünün yansıtılmasıyla maskelenir.
Gerçekliğin narsisistik saptırılmasıyla (narcissistic faking of reality)" yakından bağlantılı olarak narsisistik hastaların patolojik yalancılığı oluşmaktadır. DSM-III'de vurgulandığı gibi kişisel yetersizlikler, başarısızlıklar ya da sorumsuz davranışlar rasyonalizasyon ya da sonu gelmeyen yalanlarla açıklanmaya çalışılabilir. Şişirilmiş kendiliğin taleplerinin zorlamasıyla narsisistik hastalar dış dünyayı kendi tümgüçlülük gereksinimlerine en uygun biçimde biçimlerler.
Kendilik önemi algıları yoluyla narsisistik hastalar klinik olarak "bir bilen" tarzı gösterirler. DSM-III'e göre "bir bilen olma (narsisistik yetkinlik) gereken sorumlulukları üstlenmeden özel davranış görme beklentisi" anlamındadır. Ek olarak narsisistik kişilikler makul olandan daha fazlasını talep ederler ve insanlar kendi isteklerine uygun davranmadıklarında öfke ve şaşkınlıkla tepki verirler (benmerkezcilik). Biz gene de Emre Aköküz adlı yontulmamış kütüğe buradan mesajımızı verelim:
Yargının 'tarafsızlığı' ancak 'yargı bağımsızlığı' ile mümkün olabileceği için;
Aralarında nasıl bir tercih yapılacağını sorguladığınız o iki kavram birbirine karşıt olmadığı gibi, aksine birbirlerine muhtaçtır. Solunumunuz durursa kısa sürede kalbiniz de durur. Eğer kalbiniz önce durursa, solunumunuz zaten duracaktır. Bağımlı ama tarafsız bir yargı olamayacağı gibi, yargının tarafsızlığının olmazsa olmaz şartı yargının bağımsızlığıdır. Ve Türkiye'nin yargıçları, amirinden emir alacak 'memurlar' değildir, o şekilde gösterilemezler! Mesajı aldın mı Emre Aköküz? Hadi öyleyse siktir git!
|
![]() facebook'ta paylaş! Engin Ardıç'ın kadınlar karşısındaki zavallı halleri Hedef saptırma Engin! Bunu ak-ke-pe'lilere anlat Malezya'da olsa Emre Aköküz kırbaç manyağı olacak Engin Ardıç konuştukça batıyor Asıl afet sensin, Wikipedia da sana girsin! Ayyaş Engin, sen ne büyük enayisin! Arap kadınlarını görünce Emre Aköküz balatayı sıyırmış İmamınız Engin buyuruyor: Emperyalizme secde edin! Al sana bakla, nerene saklarsan sakla Emre Aköküz korkudan altına edecek Madem cehaletten şikayetçisin, neden arka çıkarsın cahillere? Şerefsizlikle sapıklık arasında bir Emre Aköküz Engin musakkayı yemiş, keyfi yerinde |